S.O.S
AKDENIZ 11. YILINDA ![](images/dek_01b.gif)
-
SOS Akdeniz adi ilk defa 1990 yili Mart ayinda Yesiller Partisi'ninAkdenizFoklarina
iliskin brosurlerinde ve bildirilerinde duyuldu. Mart 1990'da Atina'da,
yapilan toplantida Akdeniz yesillerinin, Akdeniz'e ozgu bir iletisim ve
koordinasyon calismasi baslatmasina karar verilmisti. Atina toplantisindan
donen Izmirli arkadaslar, hemen kollari sivadilar ve Turkiye capinda sadece
Yesiller Partisi orgutleri ve cevresiyle degil, ozellikle de parti disinda
kalan dernek, grup vb., cevrelerle de birlikte davranabilecekleri birkoordinasyon
burosu olusturma calismalarina giristiler. 1990 Mart ve Nisan aylarinda,
Yesiller Partisi SOS Akdeniz Calisma Grubu olarak Akdeniz Foklarina
iliskin bir kampanya baslattilar. Kampanyaya bagli olarak, brosurler,
afisler, stikerler hazirladilar. O tarihlerde Akdeniz Foklari ile ilgili
calisan cesitli gruplar vardi. Fakat bu gruplar kamuoyunda etkili olamiyorlar
ve dar bir cevrede calismalarini surduruyorlardi. Akdeniz foklari ile
ilgili olarak SOS Akdeniz Grubu'nun baslattigi kampanya kisa zamanda etkili
oldu. Bircok basin organinda, Akdeniz Foklari bas koseye oturdular.
- Yine ayni tarihlerde Didim-Imece Grubu'nun yuruttugu, Menderes Deltasi'na
iliskin bir kampanya vardi. SOS Akdeniz Grubu bu kampanyaya da aktif olarak
destek verdi. Gerek yurticinde gerekse yurtdisinda kampanyanin tanitimini
yapti.
- Mayis 1990'da SOS Akdeniz Calisma Grubu'nun ilk taslak programi hazirlanmisti.
Taslak program, Akdeniz'deki butun kuruluslara, gruplara iletildi ve gorusleri,
katkilari istendi.
Taslak program ayni zamanda 1990 yili icin bir etkinlikler takvimi de
oneriyordu. Bu oneriler dogrultusunda grup, ilk kampini Turkiye capinda
bircok dogaseverin, yesilin katilimiyla Gokova'da yapti. 1-8 Temmuz 1990
tarihlerinde Oren'de yapilan kampa, 100 dolayinda gonullu katildi. Kamp
boyunca koyler gezildi, santral onunde gosteriler, yuruyusler yapildi.
Kampin son gunu, santral binasina 60 metrelik bir bez asildi: CALISTIRMAYACAGIZ!
Bu kamp ile yore halkina ve kamuoyuna Gokova konusunun henuz kapanmadigi,
direnmeye devam edilirse, santralin calistirilmasinin engellenebilecegi
mesaji verildi.
- Grubun ikinci etkinligi 18-26 Agustos tarihlerinde Yunanistan'in Sakiz
adasinda, Yunan Yesilleri ve anti-militaristleriyle ortak kamp duzenlemek
oldu. Bu kamp boyunca soylesiler ve ortak etkinlikler yapildi. Kampa Avrupa'da
yasamlarini surduren Turkler de katildilar. Iki ulke barisseverleri arasinda
diyalog ilk kez bu temelde kuruldu. Kampa Yunanistan ve Turkiye basini
ilgi gosterdiler. Yunanistan yerel televizyonlari, dostluk ve baris mesajlari
iceren yayinlar yaptilar.
- Kamp donusu 1 Eylul 1990'da Yesiller Partisi Izmir il orgutu ile birlikte
Cesme'den denize acilindi. Dunya Baris Gunu nedeniyle denize cicekler
birakildi. Ayni gun karsiyakadaki dostlarimiz da Sakiz adasindan teknelerle
denize acilmislardi. Hava sartlari elverisli olsa idi, uluslararasi sularda
bulusulmasi planlanmisti.
1 Ekim 1990'da grup, calismalarini bagimsiz olarak surdurmek karari aldi
ve halen de faaliyetlerin surduruldugu buroya tasindi.
27-28
Ekim 1990 tarihinde bu kez Aliaga Termik Santrali'na karsi olusan ortak
platform ile birlikte Burhaniye Oren'de "Alternatif Enerji Kaynaklari
Toplantisi" duzenlendi. Toplantiya cok sayida bilimadami, belediye
baskani, oda temsilcileri, ve ekolojistler, yesiller, dogaseverler katildilar.
23 Ekim 1990 gunu Bakircay Belediyeler Birligi, TMMOB Izmir il Koordinasyon
Kurulu ve SOS Akdeniz Burosu adina yapilan ortak aciklamada:
"Biz sadece sunulanin, topluma dayatilanin disinda neler olabilecegini
ogrenmek istiyoruz. Alternatifleri hep birlikte olusturacagiz. Dunyada
oldugu gibi Turkiye'de de bu konuda calisan insanlar var. Gunes, ruzgar,
dalga, bitki ve hayvan atiklarindan enerji elde edilebiliyor. Daha bircok
dunyayi yoketmeyen, yenilenebilir, sorun yaratmayan enerji kaynaklari
yaratmak mumkun. (..) Hepimiz ayni dunyada yasiyoruz ve gelecegimiz de
ortak. Farkli seceneklerin var oldugunu gostermek bugun icin cok onemli.
Bir Burhaniye'de 'baska turlusu mumkun'u topluma sunmak istiyoruz."
deniliyordu.
1990 yili sonunda toplantiya sunulan tebligler, yeni metinler de eklenerek
bir kitap haline getirilerek yayinlandi.
- Aralik 1990'da Italya'nin Rimini kentinde, SOS Akdeniz burolari ve
calisma gruplari ortak toplantisi yapildi. Bu toplantida SOS Akdeniz gruplarinin
bundan boyle Yesil Partilerden bagimsiz olarak calismasina kadar verildi.
Ayrica bu toplantida, onumuzdeki donemin agirlikli gundeminin turizm aktiviteleri
olmasi da gorusuldu.
1991 yili Ocak ayinda buro cagrili oldugu, Stuttgart- Almanya'daki Turizm
Fuari ve etkinliklerine katildi ve ilk kez turizme karsi radikal bir tavir
gelistirerek, bunu teblig olarak yapilan toplantiya sundu. Toplantiya
katilan turizm firmalari ve ilgililer, ilk kez boylesine bir cikis ile
karsilasmislardi. Daha sonra brosur haline getirilen tebligde, seyahat
acentalari ve tur operatorlerine soyle sesleniliyordu:
"UYGARLIGINIZI ISTEMIYORUZ!
Siz Avrupalilar, yasli dunyanin insanlari, kirlettiginiz dunyada ihtiyaclarinizi
karsilamak icin suni goller, dereler, evlerde su sesi veren cok katli
havuza benzer servis tabaklari yapabilirsiniz. Akvaryumlarda denizi, baligi
hayal edebilirsiniz. Kirlenmis denizlerinizin, asit yagmurlarindan olmekte
olan ormanlarinizin yerine, onlarin posterlerini duvarlariniza asabilirsiniz
ama bizi rahat birakin.
Biliyoruz bunlar size yetmiyor, daha bakir, daha dogal, en dogal, en bakirin
pesinde kosuyorsunuz, ama bize uygarliginizin izlerini de tasiyorsunuz.
Plastik tabaklarinizla, naylon posetlerinizle, ellerinizde pet siselerinizle
bize geliyorsunuz.
Uygarliginizi tasidiginiz doku bozuluyor, para-kambiyo islemleriniz, telefonlariniz,
sicak su ihtiyaciniz, bizim otantik dokumuzu bozuyor, size benzemiyoruz.
Cunku siz degiliz; uc kagitci, kose donucu bir toplum olup cikiyoruz.
Ziyaretinize acilan ormanlarimiz kuruyor, kiyilarimiz yagmalaniyor, yaban
hayatimiz, antik kentlerimiz yok oluyor. Biz boyle daha guzeliz. Sizin
gibi yok edilmis, kirlenmis bir dunyada yasamak istemiyoruz. Eger gelecekseniz,
kapimiz size her zaman acik. Ama bizim gibi yasamak, bizleri tanimak,
gormek, ogrenmek amaciyla geliyorsaniz.. Lutfen uygarliginizi kapimizin
onunde birakarak gelin ve bizi rahat birakin.." (Turizm Uzerine
Goruslerimiz, Subat, 1991)
1991
yili icinde baska bir kampanya daha gundemdeydi; Boceklerle YasamayaAlismaliyiz!
Bu kampanya, Menderes Deltasi ornegi incelenerek gelistirilmis ve pestisit
kullaniminin yol actigi zararlari gundeme getirmeyi amaclamisti. Kampanya
kamuoyunda genis ilgi uyandirdi ve bazi cevrelerin tepkisini cekti. Tarimsal
verimin (!) arttirilmasi icin ozellikle Ege ve Akdeniz bolgesinde giderek
daha yogun bir sekilde kullanim alani bulan kimyasal tarim ilaclari "Pestisitler",
korkunc bir ekolojik tahribata neden olduklari gibi, kullanim sirasinda
ve beslenme yoluyla, insanlar icin de buyuk bir tehdit olusturuyorlar.
Biyolojik zenginligimiz yogun pestisit kullanimi nedeniyle fakirlesmekte,
yeralti sulari, nehirler, goller, denizler, hava, toprak kisaca tum canlilar,
her gecen gun sayilari hizla artan bu kimyasallardan zehirlenmektedirler.
Bu kampanya ile, tarimsal alanda kimyasallarin kullanilmasi yerine ekolojik
yontemlerin kullanilmasinin yayginlastirilmasi amaclaniyordu.
1991 yili Mayis ayinda yine Italya'da, SOS Akdeniz gruplari ve Avrupa
Yesillerinin katilimiyla bir toplanti duzenlendi. Bu toplantiya katilan
SOS Akdeniz Burosu, "Akdeniz'de Baris" konulu bir teblig
sundu. Tebligde ozellikle Kuzey/ Guney celismesi acisindan Korfez Savasi'na
yaklasiliyor ve savas sirasindaki yesillerin tutumu elestiriliyordu.
- 22-30 Haziran 1991'de Foca'da Baris-Dostluk-Ekoloji kampi duzenlendi.
Bu kampa da Yunanistan'dan bir temsilci, Ithaka adli tekneleriyle Ispanyollar,
Gurcistan Yesilleri ve Turkiyeli Yesiller katildilar. Kamp boyunca soylesiler
yapildi. Kampin son gunu dusunulen baris yuruyusu, daha ilk gunden itibaren
kampi yasaklayan yetkililer tarafindan engellendi. Kamp sonunda yayinlanan
deklarasyonda, ozellikle baris konusu uzerinde duruluyor ve Ithaka'cilarin
Baris Icin Uzun Yuruyus Projelerine destek olunuyordu. Kamp boyunca
turizm, enerji gibi konularda yerel yonetim temsilcilerinin de katilimiyla
tartismalar yapildi.
1991 Ekim ayinda buro Yesiller Partisi Genel Baskanligina bagli bir arastirma,koordinasyon
burosu niteligini aldi.
1991 yilinin bir diger onemli girisimi de, SOFRAMIZDAKI KIMYASALLAR
Raporu oldu. Turkiye'den Ingiltere'ye ihrac edilen Sana yagi ve tursularin,
sodyum benzoat ihtiva etmesi nedeniyle Ingiliz gumrugunden geri donmesi
uzerine, buro hem bu konuyu kamuoyuna acikladi hem de Gida Katki Maddeleri
Yonetmeligi marifetiyle soframizda resmen yer alan, bircogu kanserojen
olan, kimyasallari bir rapor halinde kamuoyuna acikladi. Rapor uzerine
basin olaya genis yer verdi. Hala daha basinda ara sira yayinlanan konuyla
ilgili haberlerin kaynagi hep bu rapor olmustur.
Aralik
1991'de bu kez yine Foca'da "Akdeniz ve Turizm Etkinlikleri"
toplantisi yapildi. Bu toplantiya da Network Mediterranean SOS - Atina
temsilcisi, Kuzey Kibris yesilleri, Catolonya'dan bir temsilci, biliminsanlari,
belediye baskanlari, Yesiller, dogaseverler ve Foca'li yurttaslar katildi.
80 kadar katilimci iki gun boyunca, elverissiz kosullara ragmen turizm
uzerine goruslerini acikladilar. Toplanti sonucunda yayinlanan bildiri;
1992 yili boyunca surdurulen Pamukkale'yi Boykot Kampanyasinin habercisi
niteligindeydi.
1992 yili basinda Pamukkale Boykotu icin butun hazirliklar tamamdi: "Gitmeyelim,
Gormeyelim, Yasasin" baslikli kampanya gerek yurticinde, gerekse
yurtdisinda genis yanki uyandirdi. 11. 2. 1992 tarihinde buronun yaptigi
aciklamada, nicin boykot sorusunun yaniti veriliyordu:
"Pamukkale'ye bu yil yore turizmcilerinin ifadesine gore gunde 10
bin turist bekleniyor. Bu kaba bir hesapla turizm sezonu icin ortalama
1.5 milyon turisti demektir. Gectigimiz yil ortalama 1 milyon turist tarafindan
ziyaret edilen Pamukkale'nin ekolojik sorunlarinin en agirlastigi bir
sezonda gelecek olan bu 1.5 milyon turist varolan sorunlarin daha da agirlasmasina
ve Pamukkale'nin geri donulmez sona ulasmasina yardimci olacaktir. Sonucta
yok ettigimiz kendi kulturel ve dogal yasam ortamimiz, kisacasi evimizdir.
Insan sadece dolar ve mark ugruna 'yasadigi eve' binlerce kisiyi cagirir
mii Kisa vadeli cikarlar, kazanclar ugruna evlerine binlerce kisiyi cagiranlar
sonunda evlerinin baslarina cokmesiyle enkaz altinda kalirlar. Pamukkale'de
yasanan budur, ziyaret etmesi gerekenin cok ustunde bir insan toplulugu
yoreye dolar ve mark ugruna dolduruluyor. (..) Pamukkale milyonlarca yilda
olusan dogal dokusu ile binlerce yillik tarihi ile Dunya Miras Listesi'nde
yer alan, hepimizin ogunecegi bir varligimizdir, tipki Dunyamiz gibi.
'Bu dunya hepimizin ihtiyaclarini karsilayacak olanlari vermektedir, ama
ihtiraslarimizi degil' Pamukkale'yi yasatmak icin hepimiz caba gosterelim:
GITMEYELIM, GORMEYELIM, YASASIN!.."
Yurtdisi destegi ve etkili seyahat acentalarinin kampanyaya olumlu yaklasmasi
uzerine, devlet olaya el koymak zorunda kaldi. Kultur Bakanligi da benzer
bir kampanya acti ve yillar boyunca "hasir alti" edilen kararlardan
bazilari uygulamaya konuldu.
1970'li
yillardan bu yana "yilan hikayesi"ne donen Akkuyu Nukleer Santral
Projesi, 1992 yilinin son gunlerinde bu kez de Demirel-Inonu hukumeti
tarafindan gundeme getirildi. Enerji Bakani bir aciklama yaparak nukleer
santral icin ihale acilacagini duyurdu.
Bu nedenle 1992 yilinin son gunlerinde yeni bir kampanyanin hazirliklarina
baslandi ve 1993 yilindan bu yana surdurulen Nukleer Karsiti kampanyaya
iliskin hazirliklar yapildi. Turkiye'de bulunan butun gonullu kuruluslara
cagri yapilip, ilk adimda genis bir imza kampanyasi baslatildi. Bircok
dernek, grup bu imza kampanyasina kendi gerekceleri ve basliklari ile
katildilar. Bir anda ulkedeki tum cevreci, ekolojist ve yesil gruplarin
gundemlerinin bas kosesine Nukleer Santrallar oturdu. Akkuyu Nukleer Santralina
karsi ardi ardina eylemler ve gosteriler yapildi. 16 Ekim 1993 tarihinde,
Ankara'da, Nukleer Karsiti Kongre, yurdun bircok yerinden gelen gonullulerin
katilimiyla, toplandi. Toplanti sonunda katilan kisi ve kuruluslar ortak
bir deklarasyon yayinladilar;
"Bizler Dunya'yi bilimadamlari ve politikacilarin tutku ve tehlikeli
oyunlarina teslim edemeyecek kadar cok seviyoruz. Akkuyu'da da Karakuyu'da
da, Turkiye'nin herhangi bir yerinde de nukleer santral istemiyoruz. Bunu
engellemek icin demokratik ve barisci yontemlerle sonuna kadar mucadele
edecegimizi bildiriyor, tum insanlari yasama sahip cikmaya cagiriyoruz."
17 Ekim'de bu kez Turkiye'de yine ilk kez, Gonullu Kuruluslar Kurultayi
toplandi. Toplanti sonucunda kendi aralarinda anlasan grup ve dernekler,
federatif bir anlayisla Dunya Dostlari Dernegi'ni kurdular.
1993 yilinin son gunlerinde, bu kez yeni bir kampanya cagrisi yapiliyor
ve baris konusu gundeme getiriliyordu. Baris icin Yesil Yuruyus cagrisi
gerekli ilgiyi gordu ancak konuyla ilgili gelismeler boyle bir yuruyusun
yapilmasina izin vermedi. 1 Eylul 1994 Dunya Baris Gunu'nde Ankara'da,
diger illerden gelen katilimcilarla birlikte ortak bir etkinlik duzenlendi.
Yesiller Partisi kapatildiktan sonra, 1994 yilinin Mart ayinda SOS Akdeniz
Burosu, derneklesti. Daha dogrusu bir dernek olarak tuzel kisilik kazandi.
Calismalarini surdurdugu buroda, S.O.S AKDENIZ DERNEGI adini aldi. 1994
yilinin bir diger etkinligi de yine kendi alaninda bir ilk olan UTOPYALAR
TOPLANTISI oldu. Datca'da yapilan toplantiya Dunya Dostlari Dernegi ile
birlikte cagri yapildi. Cok genis bir cevrenin katilimiyla gerceklesen
toplantilarin geleneksellestirilmesi karari alindi. (Bugune kadar 8. kez
yapilan Utopyalar Toplantisinin 2002 yilinda dokuzuncusu yapilacak)
1994 yilinda Akkuyu icin yeni bir cagri yapilarak, 18-24 Temmuz tarihleri
arasinda yorede kamp yapildi. Etkinlikler 23 Temmuz tarihinde yapilan
bir koylu yuruyusu ile doruga ulasti.
1995 yili bu kez yine Dunya Dostlari Dernegi ile birlikte 5-6 Agustos
Akkuyu Senligi orgutlendi. 5 Agustos gunu yapilan senlik iletisim organlarinda
genis bir bicimde yer aldi. Uc bin'in uzerinde bir topluluk, senlik sonrasi
santral alanina dogru yuruyuse gecti ve Antalya- Mersin karayolunda 5
km.lik bir zincir kurdu. Daha sonra Akkuyu Nukleer Santrali yapimindan
hukumet tarafindan vazgecilmesine kadar gecen surede, her yil Agustos
ayinin ilk haftasi Turkiye'nin her yanindan gelen nukleer karsiti hareketin
temsilcileri ile birlikte yorede toplanildi ve cesitli etkinlikler yapildi.
1996 yilinda, Kardak- Imia krizi ile birlikte gundeme yine baris ve Akdeniz
Foklari geldi. Yunanistan'daki ekolojist kuruluslarla iliski kurularak
ortak eylem onerisinde bulunuldu. Yunanistan'daki Network Mediterranean
SOS ile birlikte Kardak-Imia ve benzeri adaciklarin ekolojik onemini ele
alan bir calisma baslatildi.
1996
yili ayni zamanda, Turkiye'nin 600'e yakin yerinde, yoresinde siyanur
yontemi ile altin aramaya calisan uluslararasi sirketlere karsi Bergamali
koylulerin eylemleriyle basladi. Koylu hareketi cok gecmeden sonuclarini
gosterdi ve Turkiye'nin dort bir yaninda Bergamalilara destek komiteleri
kurulmaya baslandi. "Her yer Bergama Hepimiz Bergamaliyiz"
diyen yuzlerce kurulus bu mucadelede yerlerini aldilar. S.O.S Akdeniz
Dernegi Izmir'de konuyla ilgili bir platformun olusturulmasinda gorev
aldi. Izmir-Bergama El Ele Hareketi baslatildi. Bu hareket, bir
dizi etkinlik ve gosterilerle Bergama koylulerine destek verdi. Altinci
sirketlere karsi orgutlu bir kampanyayi ilk baslatan Cevre Hareketi
Avukatlarindan Senih OZAY'in konuyla ilgili "Insanligin Ortak
Orospusu Altin" adli kitabi yayinlandi ve bir kokteyl ile kitap
tanitildi.
1999 yili Agustosu'nda yapilan etkinlik yine bir ilki gerceklestirerek
Bergama koyluleri ile Akkuyu koylulerini bulusturdu. Bergama-Akkuyu El
Ele vererek nukleerci sirketlere ve Uluslararasi Tahkim'e karsi birlikte
eylem yaptilar.
1991 yili ayni zamanda buronun ilk yayinlarinin ciktigi bir yil oldu.
Alternatif Enerji Kaynaklari Toplanti Tebligleri, Kursat Bumin'in yazdigi;
Pasifizme Ovgu ve Resmi Ideolojimiz Okulumuz, Buronun cesitli konulardaki
goruslerini iceren; Gunaydin Dunya kitaplari ve Turizm Uzerine Goruslerimiz
brosuru bu yil yayinlandi. Takvim, afis, stiker, rozet, canta, tisortlar
yapildi.
Bu arada, daha once iliski kurulmus olan gruplar, bireyler ile birlikte,
1992 Nisan'indan itibaren bir aylik derginin hazirliklari baslatildi.
Derginin adi Agackakan olacak ve farkli goruslerdeki ekolojistlerin,
yesillerin, dogaseverlerin ortak platformu islevini gorecekti. Agackakan'in
Eylul 1992'de yayinlanan ilk sayisinin dosya konusu: Nukleer Balayi idi.
1995 yilinda, ekoloji ve ozellikle nukleer karsiti calismalarda bulunan
kuruluslarla ortak bir temelde olusturulan Dunya Dostlari Dernegi'nin
yayini olarak "Eyvah! Cocugum bir.. hormonlu domates"
adli kitap yayinlandi.
Yukarida ozetleyerek orneklediklerimiz, SOS AKDENIZ'in onbir yildir surdurdugu
etkinliklerden sadece bazilari. Bunlar gibi irili ufakli onlarca etkinlik,
bildiri, sergi, vb, gerceklestirildi. SOS Akdeniz, her zaman ekolojist
bir bakis acisinin ulkemizdeki kose taslarindan birisi oldu. One surdugu
gorusler, yanki uyandirdi ve genis cevrelerce tartisildi.
|